İçerikler Tablosu
İnternet yayıncılığına Ağrı Dağı kadar uzaksanız; internet tarayıcınızda, adımın hemen yanında gördüğünüz “Kişisel blog” kelimesinin ne anlama geldiğini bilmiyor olabilirsiniz.
Hiç sorun değil, Bilal’e anlatır gibi size kişisel blogun ne olduğunu anlatabilirim!
Dizilerde, filmlerde, kitaplarda hop aşağı hop yukarı blog kavramından bahsediliyor. Belki bu yazıya gelmeden önce blog denilen şeyin ne olduğunu merak edip bir iki satır araştırma yapmış olabilirsiniz.
Blog Nedir?
Blog: İçeriklerin kronolojik sırayla okurlara sunulması ve okurların da keyfi yerindeyse yorum yapması üzerine dayalı bir internet sitesi düzenidir.
Kişisel Blog Nedir?
O da, bu blog dediğimiz yapının en az diş fırçası kadar kişisel olanıdır. Şuracığa resmi bir tanım kondurayım da tam olsun. Kişisel blog: İçerikleri tek yazar tarafından hazırlananan, yazarın ilgi alanları, deneyimleri ve bazen havadan sudan atıp tuttuğu, kendi kafasındaki yayın çizelgesine göre içerikleri paylaştığı internet günlüğüdür.
Tabii şimdi internet günlüğü dedik ama mevzuyu; bütün gün işte, ofiste ne yaptığınızı anlatmanız gereken internet siteleri olarak düşünmeyin. Daha ziyade, insanların okumasını istediğiniz ama istediğiniz zaman da yazdıklarınızı değiştirebileceğiniz bir kitap (günlük) olarak düşünün.
Bloglar ile Kişisel Blogların Farkı Nedir?
- Kişisel bloglar tek yazarlıdır, sıradan bloglar çok yazarlı.
- Kişisel bloglarda kişisel düşünceler ve tecrübelere dayalı içerikler paylaşılır. Sıradan bloglar hit getirecek veya kitlenin ilgisini çekecek her şeyi paylaşabilirler.
- Kişisel blogların büyüyüp gelişmesi ve trafik elde etmesi daha zordur. Çünkü yazabileceklerinizin elbet bir haddi hududu var. Buna bir de yakınlarınız tarafından olur olmadık eleştirilme kaygısını ekleyelim lütfen.
- Kişisel dedik diye bu bloglar sadece yaşam öykülerini konu edinemez. Ayşe ile Fatma arasında geçenleri gelip blogunuza yazmanız bir şey ifade etmez. Yazamaz mısınız? Elbette yazarsınız! Fakat kimse kolay kolay sizin bloğunuzu ziyaret edipte “Ya bu gün acaba bu adamın hayatında neler olmuş” diye düşünmez.
- İçerik konusunda rahat bir plan takip edilebilir. Sıradan bir blog gibi gündelik içerik girme kaygısı yoktur. Örneğin ben, en az haftada 3 içerik girmeye çalışıyorum bazen bu hedefin çok altında kaldığım olmuyor değil.
Kişisel Blog Açmadan Önce Bilmeniz Gerekenler Neler?
Okumayı sevmeyen, nadiren veya işi düştükçe okuyan insanların dünyasında olduğunuzu unutmayarak işe başlayabilirsiniz. Global çapta milyonlarca takipçisi olan, sayısız blog var. Bu blogların en büyük avantajı İngilizce dilinde yayın yapmaları ve herkese hitap etmeyi başarmalarıdır. Türkiye’nin nüfusu 80 milyon ve bu nüfusun en iyi ihtimalle 500 bini okuma alışkanlığına sahip kitleden ibaret.
- Kişisel bloglar tek yazarlıdır, sıradan bloglar çok yazarlı.
- Kişisel bloglarda kişisel düşünceler ve tecrübelere dayalı içerikler paylaşılır. Sıradan bloglar hit getirecek veya kitlenin ilgisini çekecek her şeyi paylaşabilirler.
- Kişisel blogların büyüyüp gelişmesi ve trafik elde etmesi daha zordur. Çünkü yazabileceklerinizin elbet bir haddi hududu var. Buna bir de yakınlarınız tarafından olur olmadık eleştirilme kaygısını ekleyelim lütfen.
- Kişisel dedik diye bu bloglar sadece yaşam öykülerini konu edinemez. Ayşe ile Fatma arasında geçenleri gelip blogunuza yazmanız bir şey ifade etmez. Yazamaz mısınız? Elbette yazarsınız! Fakat kimse kolay kolay sizin bloğunuzu ziyaret edipte “Ya bu gün acaba bu adamın hayatında neler olmuş” diye düşünmez.
- İçerik konusunda rahat bir plan takip edilebilir. Sıradan bir blog gibi gündelik içerik girme kaygısı yoktur. Örneğin ben, en az haftada 3 içerik girmeye çalışıyorum bazen bu hedefin çok altında kaldığım olmuyor değil.
Kişisel Blog Açmadan Önce Bilmeniz Gerekenler Neler?
Okumayı sevmeyen, nadiren veya işi düştükçe okuyan insanların dünyasında olduğunuzu unutmayarak işe başlayabilirsiniz. Global çapta milyonlarca takipçisi olan, sayısız blog var. Bu blogların en büyük avantajı İngilizce dilinde yayın yapmaları ve herkese hitap etmeyi başarmalarıdır. Türkiye’nin nüfusu 80 milyon ve bu nüfusun en iyi ihtimalle 500 bini okuma alışkanlığına sahip kitleden ibaret.
Kişisel blogunuzu açtıktan birkaç ay sonra para sayma makinesi satın alacağınızı düşünüyorsanız yanılıyorsanız. Kafanızda bu tarz şeyler varsa, şimdiden borsaya, at yarışına veya iddia kuponlarına felan bi’ bakın derim. Çünkü gerçekten öyle olmuyor. Kişisel blogların komik gelirlere ulaşması için bile en az birkaç yıla ihtiyacı oluyor. Hayatınızı idame ettirecek skalada gelir elde etmesi ise fazlasıyla özveri ve çaba gerektiriyor.
Bir Kişisel Blog Nasıl Olmalıdır?
Kişisel blogun bence en net kavramı; bir kişinin kaleme aldığı ve bu blogun arkasında ekip değil tek kişinin olduğu bloglama konseptidir. Bunun dışında içerik açısından herhangi bir sınır olamaz ve olmamalıdır.
Senin ilgi alanın teknolojiyse, kişisel blogunda canının istediğini kişisel bir teknoloji blogu havasında işleyebilmelisin. Hatta abartıp, günlük teknoloji haberlerini bile kendi üslubunla kaleme alabilirsin. İnsanlar için internet içerikleri konusunda önemli olan temel iki nokta vardır:
- Bana ne veriyorsun ağbicim?
- Bana bunu nasıl veriyorsun ağbğim?
Bir okurun beklentisini karşılamak için bu iki soruya yanıt vermek yeterlidir.